İngilizcedeki En Komik 19 Kelime
Yeni bir dil öğrenmek eğlenceli ve ödüllendirici bir deneyim olabilir ve çalışmalarınıza biraz heyecan katmanın bir yolu komik ve benzersiz kelimeler öğrenmektir. Bu blog yazısında, kelime dağarcığınıza ekleyebileceğiniz ve arkadaşlarınızı etkilemek veya sadece iyi bir kahkaha atmak için kullanabileceğiniz 19 komik İngilizce kelimeyi keşfedeceğiz. Gobbledygook'tan razzle-dazzle'a kadar, bu kelimelerin dil becerilerinize biraz eğlence ve yetenek getireceğinden emin olabilirsiniz.
1. Flummox - "to confuse or bewilder"- şaşırtmak ya da kafa karıştırmak
Örnek;
"I was completely flummoxed by the complex math problem." - Ben o karmaşık matematik probleminden tamamen şaşkına döndüm.
2. Gobbledygook - "language that is difficult to understand, often because it is unnecessarily complex or technical" - Anlaşılması zor dil, genelde gereksiz kompleks ve teknik olmasından dolayı
Örnek;
”The legal disclaimer was written in gobbledygook, so no one could really understand it." - Yasal koşullar, hiç kimsenin anlayamayacağı bir şekilde yazılmıştı.
3. Whippersnapper -"a derogatory term for a young or inexperienced person" - “Genç veya deneyimsiz birine yönelik aşağılayıcı bir terim.”
Örnek;
"Who does that whippersnapper think he is, talking to me like that?" - O nasıl bir küçük çocuk, bana böyle konuşuyor?
4. Kerfuffle -"a disturbance or commotion" - Bir rahatsızlık ya da kargaşa.
Örnek;
"There was a kerfuffle at the grocery store when someone dropped a bottle of ketchup." - Birisi bir ketçap şişesini düşürdüğünde, markette bir kargaşa çıktı.
5. Lollygag - “losing time or being idle” - Vakit kaybetmek ya da durağan kalmak,
Örnek;
"Stop lollygagging and get back to work!" - Durağanlıktan vazgeç ve işe geri dön!
6. Hodgepodge - a mixture of various things, often in a disorganized or chaotic manner" - Çeşitli şeylerin karışımı, genelde düzenli olmayan veya kaotik bir şekilde
Örnek;
"The garage sale had a hodgepodge of items, from old toys to kitchen appliances." - Garaj satışında, eski oyuncaklardan mutfak eşyalarına kadar çeşitli eşyalar vardı.
7. Razzle-dazzle - This means to impress or attract attention with showiness or flair. - “Etkilemek ya da ilgi çekmek.”
Örnek;
"The magician's razzle-dazzle tricks left the audience in awe." - Büyücünün gösterişli numaraları, seyirciyi hayran bıraktı.
8. Hootenanny - "a gathering, often with music and dancing, but it can also be used more broadly to describe any chaotic or rowdy situation" - Bir topluluk, genellikle müzik ve dansla birlikte, ancak daha geniş anlamda da kaotik ya da gürültülü bir durumu tarif etmek için de kullanılabilir.
Örnek;
"The college party turned into a hootenanny with people dancing on tables." - Üniversite partisi, masalar üstünde dans eden insanlarla bir kargaşaya dönüştü.
9. Flapdoodle - "nonsense or foolishness" - Saçmalık ya da aptallık
Örnek;
"That politician's speech was just a bunch of flapdoodle." - O politikacının konuşması sadece saçmalıktan ibaretti.
10. Hullabaloo - “This means a disturbance or commotion” - Karışıklık ya da karmaşa
Örnek;
"There was a hullabaloo at the concert when the lead singer broke a guitar string." - Gitar teli kopunca, konserde bir kargaşa çıktı.
11. Chucklehead - "a playful term for a foolish or gullible person" - Aptal ya da inançlı bir kişi için eğlenceli bir terim.
Örnek;
"Don't be such a chucklehead, you know that's not true." - Bu kadar aptal olma, sen bunun doğru olmadığını biliyorsun.
12. Razzmatazz - "showy or flashy display" - Gösterişli ya da parlak görünüm
Örnek;
“The carnival had all sorts of razzmatazz, from bright lights to loud music." - Karnavalın her türlü gösterişli öğesi vardı, parlak ışıklardan yüksek sesli müziğe kadar.
13. Hijinks - “This means mischievous or playful behavior”- Kötü niyetli ya da eğlenceli bir davranış
Örnek;
"The kids got into some serious hijinks at the park, climbing trees and running around." - Çocuklar, parkta ciddi bir kargaşaya girdi, ağaçlara atlıyor ve etrafta koşuşturuyorlardı.
14. Balderdash - "nonsense or gibberish" - Saçmalık ya da anlamsız konuşma
Örnek;
"That conspiracy theory is just balderdash, there's no evidence to support it." - O komplo teorisi sadece saçmalık, onu destekleyecek hiçbir kanıt yok.
15. Shenanigans -"mischievous or deceptive behavior" - Kötü niyetli ya da aldatıcı davranış
Örnek;
"I suspect there were some shenanigans going on in the election, with people voting multiple times." - Sanırım seçimlerde bazı kargaşalar olmuş, insanlar birden fazla kez oy kullanmış.
16. Flimflam - "deception or trickery" - Aldatmaca ya da düzenbazlık
Örnek;
"The used car salesman tried to flimflam me into buying a lemon." - İkinci el araba satıcısı, beni bir limon satın almaya ikna etmeye çalıştı.
17. Skedaddle - "to hurry away or flee" - Acele etmek ya da kaçmak
Örnek;
"I saw the snake and skedaddled out of there as fast as I could." - Ben yılanı gördüm ve oradan olabildiğince hızlı kaçtım.
18. Malarkey - "nonsense or nonsense talk" - Saçmalık ya da anlamsız konuşma,
Örnek;
"That politician's speech was full of malarkey, I couldn't believe how many lies he was telling." - O politikacının konuşması boş laflarla doluydu, kaç yalan söylediğine inanamadım.
19. Brouhaha - "a fuss or uproar" - Bir kargaşa ya da çılgınlık.
Örnek;
"There was a brouhaha at the town meeting when the proposal was rejected." - Teklif reddedildiğinde kasaba toplantısında bir kargaşa ortaya çıkmıştı.
Bu 19 komik İngilizce kelime, dil becerilerinize biraz heyecan ve kişilik katmanın harika bir yoludur. Arkadaşlarınızı etkilemek ya da sadece iyi bir kahkaha atmak istiyorsanız, bu sözlerin işe yarayacağından emin olabilirsiniz. Öyleyse neden onları bugün kelime dağarcığınıza eklemiyorsunuz ve dil çalışmalarınıza nasıl biraz eğlence ve yetenek getirebileceklerini görmüyorsunuz? Bu kelimeleri denemekten korkmayın ve dil becerilerinize biraz kişilik ve yetenek katmak için bunları farklı bağlamlarda nasıl kullanabileceğinizi öğrenin.
Detaylı Bilgi İçin,
Hemen Doldur!